Agâh Bey,
Merhabalar, nasılsınız, umarım iyisinizdir.
Mâbut, Agâh bey, asıl cevher.
Yani bir perde aralanmaya başladı geçen hafta ama bunun beni yorduğunu hissediyorum. Belki yoğuruyordur da. Zihnim dinlenmeye vakit bulamıyor.
Ama bu aralanma ve sonuçları, şu hissiyatı beraberinde getirdi: Yani, sonuçta bilinçdışı tek kendi bilinçdışım değil. İnsanoğlunun yüzlerce yıldır işaret ettiği, anlattığı şeyleri bir de ben anlatınca veya bu bağlantılara işaret edince ne olacak, ne değişecek? Bunun manası ne? İlim kendini bilmektir’i veya ‘know thyself’i bir de ben öyle değil de böyle söyleyince ne oluyor? Bu sorulara cevap bulamıyorum. Bu gerçek de, deneyimimin anlamlılığını seyreltiyor gibi.
Herkesin mahzeni, veya denizi, farklı association’lar kümesinin kesişimi, bunu anlıyorum. O halde, bir başkasının kesişim noktası olamayacak, kendi kesişimim olabileceğinden emin olduğum noktalara mı işaret etmeliyim? Aradığım anlam burada olabilir.
Çağrışım kelimesinin association için doğru bir karşılık olmadığı kanaatindeyim. Bence daha güzel bir kelime mümkün. Çağrışım’da çağırdım geldi gibi bir durum söz konusuyken, association ilişkilerin kesiştiği daha karmaşık bir ağı, bir düğümü ima ediyor gibi.
İzlediniz mi bilmiyorum ama dün gece Aleyna Tilki’yi Survivor’da görünce şaşırdım doğrusu. Türk’e yakışır dik bir duruşu vardı. Zaten bu yüzden çok takdir topladı. Daha evvelki gün ‘’ayrı gitme, beni karanlığa itme’’ şarkısını dinliyordum. Zeki bir kız olduğunu düşünüyordum zaten, boyun eğmez bir yapısı da varmış. Bravo doğrusu.
Bir de şöyle saçma bir şey oldu. Konser verecek bir arkadaşıma, konserde kullanacağı piyano getirildi. Bu piyanonun tuşları normalde olması gereken ebattan onlarca kat büyük. İlk kez böyle bir enstrümanla karşılaşıyorum. Şöyle de bir farkı var ki, eve getirilen bu alet, parça parça geliyor. Birkaç notalık parçalar halinde. Asıl hali devasa olduğu için tek seferde getirmeleri imkansız tabi. Arkadaşım da tek tek parçalarını taşıyor arka odaya, sonra yine birleştirecek parçaları çalmadan önce. Zor iş.
Bazen, özellikle İngilizce konuşurken ve bir kelime aklıma gelmediğinde yüzüm ya seğiriyor, ya seğirecek gibi oluyor. Bunun arkaplanını anlayabilmem için hangi kelimelerde yaşandığına mı odaklanmalıyım acaba?
Kendinize iyi bakın Agâh Bey.
K.
Comments