Agâh Bey,
Merhaba. Umarım haliniz vaktiniz yerindedir.
Size dün başımdan geçenleri anlatayım. Hediye fuarına gittik liseden arkadaşlarla. Stantlardan birinde sıraya girdik. Burası hediyelik olarak altın takılar satılan bir stant. Arkadaşıma altın hediye alacağım. Ama ödemeyi kanla alıyorlar Agâh Bey, daha önce duydunuz mu böyle bir şey? Şırıngayı takıp kan bağışında bulunuyorsunuz. O an bana biraz tuhaf geldi ama serbest piyasa neticede, kim ne diyebilir.
Dün gece uzun uzun ağladım.
Yakın zamanda yazdığım yazılar normalde benliğimin devamı kendimden bir parçaymış gibi hissettirirken, dün akşam içinde bulunduğum ruh halinden ötürü, bu mektuplar dahil yazdığım her şeye yabancılaştım.
Sanki mâbedimin göğsüne namahrem eli değdi.
Tekrar tıkanmaktan, berraklığımı ve akışımı kaybetmekten korkuyorum ama bunlar da sadece manik bir dönemin eseri miydi yoksa genel bir iyileşme emaresi miydi, onu da ayırt edemiyorum.
Kör gibi hissediyorum kendimi. Hissettiğim şeylerin sebebi biriyle aynı ortamı paylaşıyor olmak mı, paylaştığım kişiyle olan hukukumdan mı, yoksa bizzat kişinin şahsından mı kaynaklanıyor anlayamıyorum.
Neyin semptomu bu Agâh Bey?
Görüşmek dileğiyle,
K.
Comments