top of page

39. Mektup

Agâh Bey,


Yine merhaba. Umarım iyisiniz.


Beni soracak olursanız, ağrılarıma rağmen harikayım. Sonbahar geldi, günler kısalıyor. Sabahları siyah iplik beyaz iplikten ayrılmadan ayılıyorum. Yavaştan bir düzen de oturtuyorum. Daha ne olsun.


Kendimi duymaya başladım Agâh Bey. Bunun ne kadar sinir bozucu bir durum olduğunun farkında mısınız, bilmiyorum.


İR ile İA’nin ismini andınız ya geçen gün, İA’ye olan yakınlığımı hatırlayınca onunki gibi bir biliş yeteneğim olsun isterdim, diye düşündüm. Aklımdan “Keşke o olsaydım hakikaten” gibi bir düşünce geçer gibi oldu ama sonra dedim ki “Saçmalama, seni tanısaydı o sen olmak isterdi.” Ona da “Saçmalama” derdim bu arada, saygı sınırlarını aşmadan tabi. “Saçmalamayın lütfen” gibi bir şey derdim herhalde. Herkes kendisiyken güzel.


Ben çiçeği burnunda bir herbokolog olmaktan memnunum Agâh Bey.


Washington’a giden yol Çekmeköy’den geçiyormuş meğersem. Coğrafya bilgim alt üstü oldu ne zamandır fark ettiyseniz. Yahut haritalar yalan söylüyor.


İsmim nesneme, yani bedenime hayat veriyor.


Dedication, determination, and perseverance.


Karanlığın bu iç açıcılığı neden peki?


İyi akşamlar,

K.

0 comments

Recent Posts

See All

Comments


bottom of page