Agâh Bey,
Yıldızlar. Nasılsınız? Serin ve aydınlık havaların insanıyım, evet. Yapraklar sararıp kızarıyor bu günler. Hepsine şahidim.
Kalbim kırık ve iştahım sizlere ömür. Tabi ben bunu dediğimde insanlar iştahtan bahsettiğimi zannediyor. Halbuki ben iştahtan bahsediyorum.
Gabor Maté’nin bağımlılık üzerine bir podcastini dinliyordum bu sabah. Biraz onunla ağladım bugün ve bir müzik bağımlısı olduğumu teşhis ettim. Bu yüzden şarkılarla konuşup duruyorum. Dopamin reseptörlerimin içine ediyor ama n’apayım. İki gün oruç, sonra kaldığım yerden devam.
Kurduğum hayaller yüzünden yaşadıklarımdan fazlasını yaşıyorum hep. Bu kontrol edebileceğim bir şey mi, bundan emin de değilim. İdrak problemi yaşıyorum ve I’m hardly keeping it together.
Tanıdığım birinin kapsamlı bir vaka çalışmasını hazırlıyorum. Anlatacağım size. Evde de çalışamıyorum biliyorsunuz. Bugün çalışmak için gittiğim kafede sıra beklerken, sipariş veren bir kızın ne istediğini söylerkenki kararlılığı dikkatimi çekti: Ben bir tane İzmir bombası istiyorum. Böylesi netlikler gerçekten hoşuma gidiyor. Ne istediğini bilmek ve ifade etmek işte bu kadar kolay olmalı. Nefes gibi çıkıvermeli ağızdan.
İlla şehirlere bombalar yağması gerekmiyor.
İnsan ölene kadar olgunlaşıyor da ölene dek olgunlaşmıyor.
Tutkulu ve fakat tutuk olmayan bir tutulma(k) mı benim istediğim?
Görüşmek üzere,
K.
Comments